Allah’a ibâdet maksadıyla, mükellef olmadığı halde mübah olan bir işi yapmayı kararlaştırmak, kişinin bir ameli kendisine vâcip kılması ve bunu yapacağına dair Allah’a söz vermesine Adak denilmektedir.
Adak adamak Rasulullah (s.a.v) tarafından yasaklanmıştır. Çünkü kadere bir etkisinin olmadığını şu hadisi şerifte peygamber efendimiz bizlere bildirmektedir:
Saîd İbnu’I-Hâris anlatıyor: “İbnu Ömer radıyallahu anhümâ’yı şöyle söyler işittim:
“Siz nezretmekten (adak adamaktan) yasaklanmadınız mı? Rasülullah aleyhissalâtu vesselâm demişti ki:
“Nezir (adak); olacak bir şeyi ne öne alır ne de geriye bıraktırır. Ancak onunla cimriden mal çıkarılmış olur.”
Buhârî, Kader 6, Eyman 26; Müslim, Nezr 3, (1639); Ebu Dâvud, Eymân 26, (3287); Nesâî, Eymân 24, (7, 15,16).
Bununla birlikte geçmiş tecrübelerimizden yola çıkarak adak yani Allah’a söz verme eylemi metafizik anlamda bir takım ruhsatları metafizik varlıklara vereceğinden halk arasında musallat olarak tabir edilen ruhsal ve psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Atalarımızın, üst soyun adayıp yerine getirmedeği adaklar da buna dahildir.
İmam-ı Birgivi Hz. ne göre insanın akrabaları geriye doğru 7 nesildir. Bunların hepsinin ahlakı, özü, nüvesi, karakteri zerreler seviyesindede olsa nesilden nesile az veya çok süzülerek gelir. Kendi nefsimizin temel ahlâkî değerlerini oluşturur. Ergenlik sonrası kişi bunu ileri yahut daha kötü bir yere doğru götürür.
- NESİL KENDİ ANNEMİZ VE BABAMIZ 2
- NESİL ONLARIN ANNE VE BABALARI 4
- NESİL ONLARIN ANNE VE BABALARI 8
- NESİL ONLARIN ANNE VE BABALARI 16
- NESİL ONLARIN ANNE VE BABALARI 32
- NESİL ONLARIN ANNE VE BABALARI 64
- NESİL ONLARIN ANNE VE BABALARI 128
Böylece toplamda 254 adet Anne ve Baba hesaplanmış olunur.
Bazı durumlar var ki kişiye yapışıyor, ne kadar nafile namaz kılsa, oruç tutsa kişiden ayrılmıyor…Kişinin başına gelen belalar, sıkıntılar, huzursuzluklar, vazgeçemediği kötü huylar veya bir türlü yönelemediği iyi huylar…
-Deniliyor ki; Bunların hepsinde kişinin geçmişinin, 7 ceddinin payı var, onların içinde birileri ahh almış, zulmetmiş, beddua almış veya üzerinde ödenmemiş keffaret ile göçmüş bu alemden…
-Peki bunun telafisi nasıl olacak? Yani bizim çektiğimiz sıkıntılarda, hastalıklarda, üzüntülerde geçmişimizin payı var, ama onlar vefat etti, nasıl bu borçlarını öderler de biz de çektiğimiz sıkıntılardan kurtuluruz?
-Paran varsa sadaka verirsin, bazen oruç ta tutarsın bu niyetle, onlara hediye edersin, sana kalan sevaplardan hiç birşey eksilmez, onlar da istifade ederler, kötülük baştan çözülür.
-Ama bunun daha kolay bir yolu da şudur; Mesela sabah niyet edersin “bu gün okuyacağım tüm Salavat-ı Şerifeleri geçmişimdeki 254 anne ve babamın, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının, bedduaların kaldırılması için hediye eyledim” diye ve her boş zamanında okursun…
-Fıkhen Keffaretin izalesi, ödenmesi, sadaka vermek veya oruç tutmak ile olur, o zaman geçmiş, o 254 anne ve babamız için, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının ödenmesi için, bu niyetle sadaka vereceğiz, oruç tutacağız…
-Böylelikle onlar üzerindeki ahhlar gider, kul hakları kalkar, keffaretleri ödenir, o zaman, bizlerin üzerindeki bütün sıkıntılar da kalkar, şifa, huzur bulur saadete ereriz inşallah.
Adak adamaktan uzak durulmalı lakin cehaletle söylenmiş veya soydan gelen bir adak varsa da biran evvel yerine getirmek çok önemlidir. Yurtdışında vekâlet yoluyla bu adağınızı uygun fiyatlarla kestirebilirsiniz. İrtibat için https://wa.me/905345703669


